Günlük Yaşamın Psikopatolojisi (1901)
- Kadir niğdeli
- 12 Tem 2022
- 7 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 5 Kas 2024
Günlük yaşamın psikopatolojisi ilk olarak 1901 yılında Rüyaların yorumu yayınlandıktan bir yıl sonra yayınlanmıştır. Freud’un kitabı yazma amacı bilinçdışının varlığını halka göstermektir. Bu anlamda kitap beklenenden de başarılı olmuştur ve Freud hayattayken on baskı yapmıştır. Hala Freud’un en çok okunan eseridir. Freud bu kitapta sakar eylemlerin analizlerini sunar. Almanca “ver-” ön eki bilinçdışı kaynaklı sakar eylemleri belirtmek için kullanılır. Freud bu ön eki taşıyan birçok sakar eylem tanımlar (Tablo 1). Kitap 11 bölümden oluşur. Freud’un, hastalarının ve arkadaşlarının aktardığı 300 sakar eylemi içerir. Türkçe olarak, Payel yayınlarından çıkan, Şeyma YEĞİN çevirisi bulunmaktadır. Bu yazıda kitabı oluşturan 11 bölümü özetleyerek bir rehber hazırlamaya çalıştım.

1. Özel adların unutulması
Freud bu bölümde Signorelli adını unutuluşunu ve bunun analizini Paylaşır. Bu analizi önemli kılan şey ise parapraksis ya da Freudian slips kavramının ilk örneği olmasıdır. Biraz karışık olan bu analizi sıralı şekilde aktarmaya çalışacağım;
Freud araba ile Bosna-Hersek’e yolculuk yapmaktadır. Beraber yolculuk yaptığı ve daha önce tanımadığı yol arkadaşı ile sohbet etmektedirler. Freud ilk olarak yol arkadaşına, bir arkadaşından duyduğu Bosna-Hersek Türklerinin kader inancının yüksek olduğunu ve bir kayıp yaşadıklarında bunu kabul etmek konusunda metanetli davrandıkları konusundan bahseder. Arkadaşından duyduğunu aktararak Bosnalı Türklerin bir kayıptan sonra doktorlarına “Ne diyelim Herr(beyefendi)? Kurtarılabilecek olsa kurtarırdınız biliyoruz.” Dediklerini belirtir. Daha sonra Türklerin cinsel hazza çok önem verdikleri ve bu hazzın ortadan kalktığı durumlarda ölüm korkusuyla çelişen bir umutsuzluk yaşadıklarına değinmek istemiş ama uygun olmayacağını düşünerek bu konuya değinmemiştir. Konu İtalya’ya yolculuğa gelir ve Freud yol arkadaşına Orvieto’da X’in yaptığı sfenksleri görüp görmediğini sorar. X ismini hatırlayamaz. Hatırlamayı istediği ad Signorelli’dir. Bu bahsedilen sfenksleri yapan sanatçıdır. İsmi hatırlamaya çalıştığında aklına gelen adlar ise Botticelli ve Boltraffio’dur. Bunlar da başka iki İtalyan ressamdır.
Freud bu unutkanlığı analiz etmeye karar verir ve geçmişe dönük olarak incelemeye başlar.
1. İlk olarak çağrışım zincirine eklenen “Bosna”, “Hersek” ve “Herr” adlarını tespit eder.
2. Daha sonra aklına Türklerle ilgili bahsettiği (Ölümün kolay kabul edilmesi konusu) ve bahsetmek istediği (cinsel hazzın yitimine verilen tepki) konusu gelir. Bu konulardan zihnini uzaklaştırmak istemiştir.
3. Ölüm ve cinsellik ile bağlantılı olarak aklına bu seyahatten önce Trafoi’da kaldığı sırada ona ulaşan bir haber gelir. Bu haber şöyledir; iyileşmesi için çaba harcadığı bir hasta cinsel sorunları düzelmediği için intihar etmiştir. Freud bu düşünce bilincinde olmasa da onun için rahatsızlık verici olduğunu tespit eder.

4. Dolayısıyla Freud bir şeyleri unutmak istemiştir ve bastırmıştır. Fakat unutmak istediği şey Orvieto da sfenksleri yapan sanatçı değildir.
5. Bir şeyi bilerek isteyerek unutmaya çalışırken unutmak istediği şeyi unutur. Unutmak istediği şey ölüm ve cinsellik konuları ile bağlantılı olan hastasının kaybıdır. Freud bu bağlantıları bir görsel ile ifade eder.
2. Yabancı sözcüklerin unutulması
Freud yabancı sözcüklerin unutulmasının ana dilimizdeki sözcüklerin unutulmasından farklı olmadığını belirtir. Fakat bu sözcüklerin unutulmasında hastalık ve yorgunluk gibi etkenlerin daha fazla etkiye sahip olduğunu ekler.
Bu tarz bir unutma için yaz tatili sırasında yanına gelen genç bir okurunu örnek verir. Konuşma sırasında genç bir şiir okumak ister fakat bir dizeyi unutur. Unutulan sözcük “Aliquis”dir. Genç bunu neden unuttuğunu Freud’un bulmasını talep eder. A laquais, liquefying (sıvılaşma), Fluidity, Fluid (Akışkanlık, sıvı) gibi birçok çağrışımdan ve aylarla ilgili bağlantılardan sonra Freud, gencin bu unutmasının altında yatan nedenin ilişkide olduğu bir kadının adetinin gecikmesi ve bununla bağlantılı hamile olma ihtimali olduğunu ortaya koyar.
3. Adların ve Sözcük Kümelerinin Unutulması
Burada Signorelli örneğinde olandan eksik olarak farklı bir bağlantının hatırlanması söz konusu değildir. Freud unutulan materyal ile bağlantılı ya da onu hatırlamak için hatırlanmaya çalışılan materyalin de çoğu zaman unutulduğuna vurgu yapar.
Örnek olarak Bay X, Y hanımla evlenme istemektedir. Fakat Y hanım ve bay Z, Bay X duygularını açamadan nişanlanır ve daha sonra evlenir. Bu olaydan sonra Bay X, Bay Z ye ne zaman mektup yazacak olsa ismini unutur ve başkalarına sormak zorunda kalır.
4. Çocukluk Anıları ve Perde Anılar
Perde anılar; yanlış hatırlanan, abartılmış bir önemle hatırlanan, çarpıtılmış olan erken çocukluk anılarıdır. Genellikle görsel olan bu anılar derin duygusal önemi olan bir başka anıyı maskeler ya da bir arzuyu saklar. Bu bağlamda rüyalara benzetilebilir. Bu kitapta yer almalarının nedeni ise perde anıların “yanlış hatırlama” başlığına girmesidir.
Freud’un bir hastası kadın ve erkeklerin farkını kavramaya çalıştığı bir dönemde aklına bir anısı gelir. Teyzesi ile bahçede oturmaktadırlar ve teyzesi hastaya M ve N arasındaki farkın kocaman bir kalem darbesi/parça olduğunu göstermektedir. Hasta kadın ve erkeğin arasındaki farkın da kocaman bir parça(penis) olduğunu kavrar.
5. Dil Sürçmeleri
Freud ana dilimizde kelimeleri unutma eğilimimizin daha düşük olduğunu belirtir. Bu nedenle sürçmeler, unutmalardan daha fazla meydana gelmektedir. Birçok örnek verdiği bu bölümde Stekel’in aktardığı örneğe akabiliriz;
"Bir hanıma sıkı öğütler vermek durumundaydım; bunu benden isteyen eşiyse, kapının dışında dikilmiş dinliyordu. Gözle görünür bir etki yapan vaazımın sonunda, 'Hoşçakalın beyefendi,' dedim. Olayı bilen herkes, sözlerimin kocaya yönelik olduğunu ve onları, kocanın yararı için söylemiş bulunduğum gerçeğini ele vermekte olduğumu anlayacaktır."
Farklı bir örnek bir kadına oğlunun hangi bölükte olduğu sorulur. Kadın 42. Mörser(topçu) yerine 42. Mörder(katiller) der.
6. Yanlış Okumalar ve Kalem Sürçmeleri
Freud bu bölümde birçok örnek vererek yanlış okuma ve yazı hatalarının bilinçdışı ile ilişkisini göstermeye çalışır. Bu bölümde birçok ilginç örnek vardır.
Örneğin Freud bir antika tutkunu olarak turistik gezileri sırasında birçok dükkânın ismini “Antika dükkânı” olarak hatalı şekilde okuduğunu belirtir.
Kalem sürçmesi ile ilgili bir örnek ise yine Stetkel’den gelir;
"Çok okunan bir haftalık derginin düzeltmelerini yaparken inanılmaz bir kalem sürçmesi ve yanlış okuma gerçekleşti. Derginin sahipleri için açıkça 'satılmış' deniyordu; tersini savunan ve kuşkulan giderecek bir yazının yayımlanması bekleniyordu. Bir yazı hazırlanmıştı: son derece duygulu ve sıcak bir yazıydı. Yazan, yazıyı birkaç kez el yazması halinde, bir kez de dizildikten sonra okumuş olmalıydı, başyazar da yazıyı okudu, herkes memnundu. Ansızın düzeltmen geldi ve herkesin dikkatinden kaçmış olan küçük bir yanlışı gösterdi. Evet, yanlış apaçıktı: 'Okurlarımız, her zaman için ülkenin yaran için kişisel çıkarlarımızı gözettiğimize tanıktır.' Elbet, bu tümce, 'gözetmediğimize tanıktır' sözcükleriyle bitecekti. Ancak gerçek düşünceler, duygusal sözler arasından safiyane bir güçle ortaya çıkmıştı."
7. İzlenimlerin ve Tasarıların Unutulması
Freud bu bölümde bilginin (deneyim ve izlenim) ve amaçların (yapılacak şeylerin) unutulmasını ikiye ayırır. Bu tarz unutmalara da diğer unutmalar gibi bilinçdışı güdülerin neden olduğunu göstermek için örnekler verir. Bu güdülerin temel noktası “bir hoşnutsuzluk itici gücünden” kaynaklanmalarıdır. Yapılacak şeylerin unutulması konusunda Freud kesin şekilde bu şeylerin gerçekleşmesine karşıt istenç bulunduğunu belirtir.
Eşi ile arasında bazı anlaşmazlıklar olan birini örnek verir. Eşi anlaşmazlıklara son vermek için bir kitap hediye eder. Adam kitabı bir yere kaldırır ve daha sonra defalarca aramasına rağmen kitabı bulamaz. Uzun bir süre sonra adamın annesi bir nedenden hasta olur ve eşi bu hastalık boyunca annesi ile yoğun şekilde ilgilenir. Adam annesinin evinden kendi evine geldiğinde eşine karşı bir şükran duygusu ile masasına gider ve çekmeceyi açar aylardır aradığı kitap, çekmecenin en üstünde durmaktadır.
8. Yanılmalı Edimler
Freud, yanlış bir sonucun -tasarlanandan sapmanın- temel öğe şeklinde ortaya çıktığı tüm olgulara; Yanılmalı edimler (Bungled actions) der.
Bunun için kendisiyle ilgili bir örnek verir. Bazen evlerinde ziyaret ettiği hastalarının kapılarına geldiğinde zili çalmak yerine anahtar çıkardığını belirtir. Bu parapraksi analiz ettiğinde bu hastaları ile olan ilişkisini bir aile ilişkisi gibi gördüğünü fark eder.
9. Araz Bildiren Edimler ve Elde Olmayan Edimler
Edimin tamamının yerinde -ya da uygun- olmadığı olgulara ise araz belirten (Semptomatik) elde olmayan edimler (Change action) der.
Bunlara örnek olarak tırnağını keserken parmağına zarar veren bir hastasını ele alır. Kesilen parmak yüzük parmağıdır ve o gün evlilik yıl dönümleridir. Bu analizleri takip eden analizde kadının eşi ile olan evliliğinden pişmanlığı ve evlenmeden önce reddettiği bir talibi aklına gelir.
10.Yanlışlar
Bu bölümde Freud bilgisizlik ve bellek yanlışı arasında bir ayrım yapar. Bilgisizlikten kaynaklanan yanlışlar araştırma konusu dışında kalır. Diğer gruba örnekleri yazmış olduğu Düşlerin yorumu kitabından verir.
Örneğin kitapta *Hannibal ile özdeşimini anlattığı bölümde Hannibal’ in babasının adı Hamilcar barca yerine Hasdrubal olarak geçer. Bu isim Hannibal’ in erkek kardeşinin ismidir. Freud’un üvey abisi ondan 20 yaş büyüktür ve Freud çocukluğunda onun babası olduğuna dair bir inanışı olduğunu belirtir. Yani buradaki “yanlış” bir bilgisizlikten çok daha fazlasını içerir.
*Hannibal; Kartacalı general
10. Birleşik Parapraksiler
Bu tür hatalı eylemlerin temel özelliği iç içe geçmiş olmalarıdır. Şu ana kadar bahsettiğimiz hatalı eylemler bir arada görülebilir. Bunun için Freud’un Erns Jones’tan aktardığı parapraksi güzel bir örnektir.
Jones bilmediği bir nedenden bir mektubu postalamayı birkaç gün erteler. Göndermeye karar verdiğinde adresi yazmayı unutur. Mektup geri geldiğinde adresi yazıp götürür fakat bu seferde pul eklemeyi unutmuştur. Sonunda mektubu göndermek konusundaki çekincelerini kabul eder.
11.Gerekircilik Şansa İnanma ve Boş İnançlar ve Bazı Görüşler
Bu bölüm en yoğun teorik tartışmanın yapıldığı bölümdür. Freud şu sözlerle başlar; “Ruhsal işleyişimizdeki belli eksikliklerle görünüşte kasıtsız gerçekleştirilen belli edimlere ruh çözümsel araştırma yöntemlerinin uygulanması, bunların geçerli itici güçlerinin bulunduğunu ve bilincin bilmediği itici güçler tarafından belirlendiğini ortaya çıkarmış bulunmaktadır.”
Daha sonra bir ruhsal parapraksinin yukarıdaki tanıma uygun şekilde ele alınabilmesi için gerekli 3 koşulu sıralar
(1) Belirleyici özelliğini "normalin sınırları içinde" deyişiyle anlattığımız yargımızın saptadığı belirli boyutları aşmamalıdır.
(2) Anlık ve geçici bir bozukluk niteliği taşımalıdır. Aynı işlev, ta rafımızdan daha önce daha doğru bir şekilde gerçekleştirilmiş olmalıdır; ya da bu işi daha doğru bir şekilde yapma yetisine sahip olduğumuza her zaman inanıyor olmamız gereklidir. Eğer biri tarafından düzeltilmişsek, düzeltmenin doğruluğunu ve kendi ruhsal sürecimizin yanlışlığını hemen kabul etmemiz gerekir
(3) Eğer parapraksiyi algılamışsak, bunun kendi içimizdeki itici gücünün farkında olmamamız gerekir. Bu durumda ya dikkatsizlik açıklama eğiliminde olmamız ya da onu "elde olmayan edim" olarak görmemiz gereklidir
Freud ruhsal belirlenmiş konusuna geri döner ve rasgele gibi görünen durumlarda bile iyi bir araştırma sonucunda ruhsal kaynakların ortaya konulabileceğini gösterir. Kendisinin bir vakası olan Dora vakasında isim seçimini geriye dönük olarak inceler.
Bu bölümde önemli bir noktaya daha değinir; boş inançlar. İlk olarak kendisinin, dışsal rastlantısal olaylara inandığını fakat ruhsal rastlantısal olaylara inanmadığını belirtir. Boş inançlara sahip birinde ise bu durum tam tersidir; ruhsal rastlantısal olaya inanır fakat dışsal rastlantısal olaya inanmaz.
Bu farkın iki noktasını vurgular;
1. Freud’un içinde aradığı itici gücü (Bilinçdışı faktör), boş inançlı kimse o itici gücü dışa yansıtır.
2. Boş inançlı biri rastlantının bir olaydan kaynaklandığı yorumunu yapar. Freud ise kökenini bir düşüncede arar.
“Bana kalırsa, en çağdaş dinlere dek uzanan mitolojik görüşün büyük bir bölümü, dış dünyaya yansıtılmış psikolojiden başka bir şey değildir.”
Kaynakça
1. Freud, S. (1996). Günlük yaşamın psikopatolojisi, çev. Şemsa Yeğin, İstanbul: Payel.
2. Quinodoz, J. M. (2016). Freud’u okumak. Bağlam yayıncılık, İstanbul.
3. Akhtar, S. (2018). Comprehensive dictionary of psychoanalysis. Routledge.