Kişiliğin Psikanalitik Temelleri
- Kadir niğdeli
- 31 May 2024
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 6 Kas 2024
Kişilik: bireyin, bir yanda arzularının ve ahlakının içsel baskıları, diğer yanda gerçekliğin dışsal talepleri arasında alışılmış ve ego-sintonik müzakere tarzını ifade eden bir terimdir. Bu tür bir 'müzakere', öznel bir aynılık duygusu ve tutarlı bir davranış modeliyle sonuçlanır. Normal koşullar altında bu model az çok öngörülebilir olmaya devam eder. 'Kişilik' kavramı, hem genetik olarak alınan duygulanımsal eğilimleri (mizaç) hem de ebeveynlerle gerçek ve hayal edilen çocukluk etkileşimlerinden türetilen davranış tarzını (karakter) kapsar. Kişilik uyumlu veya uyumsuz olabilir. Uyumsuz kişilik türleri 'Kişilik bozuklukları' olarak adlandırılır. Tabiki bu, önemli tanı kriterlerinin belirgin şekilde gözlemlenmesi ile tespit edilmektedir. Kişiliğin psikanalitik temellerini anlamak için öncelikle bazı kavramlar hakkında bilgi sahibi olunması gerekmektedir. Bu yazıda temel kavramları özetlemeye çalışacağım.
Psikanalitik Teoride Kişiliğe Dair Temel Kavramlar
Yapısal Kuram

Freud, Bilinç, ön-bilinç ve bilinçdışı şeklindeki topografik kuramından sonra yapısal kuram adı verilen üçlü yapıyı formüle etmiştir. Kısaca özetlemek gerekirse bu yapı şu şekilde kurgulanmıştır; Id: Doğumdan itibaren kişiliğin en ilkel kısmıdır. Tamamen bilinçdışı zihinde çalışır ve haz ilkesini takip ederek tüm arzuların, isteklerin ve ihtiyaçların anında tatmin edilmesini arar.Libido ve saldırganlık gibi temel dürtülerin kaynağıdır. Ego: Bebeklik döneminde id'den gelişir ve gerçeklik ilkesine göre çalışır. Hem bilinçli hem de bilinçsiz zihinde yer alır ve id'in gerçekçi olmayan talepleri ile dış dünya arasında aracılık eder. Ego, genellikle gecikmiş tatmin ve problem çözme yoluyla, id'in arzularını tatmin etmek için gerçekçi ve sosyal olarak kabul edilebilir yollar bulmaya çalışır. Süperego: Beş yaş civarında ortaya çıkar ve içselleştirilmiş toplumsal normları ve ahlaki standartları temsil eder. Vicdan (yanlış sayılan davranışları suçluluk duygusuyla cezalandıran) ve ego idealinden (iyi davranışları gurur duygusuyla ödüllendiren) oluşur. Süperego mükemmellik için çabalar ve genellikle id ile çatışan egonun eylemlerini ve niyetlerini yargılar.
Psikoseksüel Gelişim Aşamaları
Freud, kişiliğin her biri farklı erojen bölgelere odaklanan bir dizi evreden geçerek olgunlaştığına inanıyordu. Bu aşamalar şunlardır: Oral Dönem (0-1 yaş): Burada odak nokta ağızdır(Emme ve ısırma) . Temel Çatışmayı belirleyen şey ise sütten kesilme dönemidir. Bağımlılık ve saldırganlık sorunlarının temellerinin bu dönemde oluştuğu düşünülmektedir. Dana sonra çocuk Anal Döneme (1-3 yaş) geçer. Burada odak anüs (bağırsak ve mesane kontrolü)dür. Temel Çatışmları tuvalet eğitimi belirler. Düzenlilik, inatçılık veya dağınıklık gibi özelliklerlerin bu dönemde kazanıldığı düşünülür. Fallik Dönem (3-6 yaş)de odak nokta cinsel organlardır. Temel Çatışma, Oedipus/Electra kompleksidir. Bu dönemin sonunda çocuk aynı cinsiyetteki ebeveynle özdeşleşir ve süper egosunun gelişmesiyle sonuçlanır. Latent Dönem (6-ergenlik), cinsel duygular uyur vaziyettedir. Çocuk için en önemli görev sosyal ve iletişim becerilerinin geliştirilmektir. Son olarak Genital Dönem (ergenlikten itibaren) başlar. Olgun cinsel ilgi alanları bu dönemde oluşur. Ergen yakın ilişkiler kurmaya başlar. Bu dönem ve erken aşamaların başarıyla tamamlanması, dengeli, olgun ilişkilere ve sevme ve çalışma yeteneğine yol açar.
Savunma Mekanizmaları
Ego, Id ve süperego arasındaki kaygı ve çatışmadan kendini korumak için çeşitli savunma mekanizmaları kullanır. Bunların bazıları şunlardır: Bastırma, Bölme, İnkar, Yansıtma, Rasyonalizasyon, Yer değiştirme, Yüceltme, Gerileme. Savunma mekanizmları daha ilkel olanlardan (örneğin inkar, yansıtma) daha olgun olanlara (örneğin yüceltme, mizah) kadar geniş bir yelpazede yer alırlar . Olgun savunmaları kullanma yeteneği, daha sağlıklı kişilik işleyişiyle ilişkilidir.
Nesne İlişkileri
Kişiliği şekillendiren önemli kişilerle (nesnelerle) içselleştirilmiş ilişkileri ifade eder. Bakım verenlerle erken etkileşimler yoluyla oluşan içsel nesne temsilleri, bireylerin yaşamları boyunca başkalarıyla nasıl ilişki kurduklarını etkilemektedir. İç nesneler, bölme (nesneleri tamamen iyi veya tamamen kötü olarak görme) ve entegrasyon (başkalarını dengeli bir şekilde görme yeteneği) nesne ilişkilerini değerlendirmede temel konulardır.
Bağlanma İlişkileri
Kişilik gelişiminde erken bağlanma ilişkileri önemli bir rol oynar. Çocukluktaki güvenli bağlanma, daha sağlıklı yetişkin ilişkilerine ve kişilik özelliklerine yol açarken güvensiz bağlanma, güven, yakınlık ve özsaygı ile ilgili zorluklara neden olabilir. Bağlanma stilleri (güvenli, kaygılı, kaçıngan, düzensiz) kişiliğin şekillenmesinde belirleyicidir.
Kendilik
Kendiliğin gelişimi ve kendiliğin bütünlüğünün koruması, erken kendilik nesnesi işlevleriyle ilişkilidir. Bu gelişimde rol oynayan faktörler; kendilik nesneleri (kendini destekleyen insanlar), aynalama (kişinin deneyiminin doğrulanması) ve idealleştirme (bakıcıların çocuk için temsili) yer alır. Sağlıklı kişilik gelişimi, kendilik nesnesi işlevlerinin başarılı bir şekilde içselleştirilmesini içerir ve bu da uyumlu ve dirençli bir kendiliğe oluşmasını sağlar.
Ego İşlevleri
Gerçekliğe uyum sağlamada, çatışmaları yönetmede ve kimlik duygusunu sürdürmede ego büyük öneme sahiptir. Gerçeklik testi, dürtü kontrolü ve savunma mekanizmaları gibi ego işlevleri, sağlıklı kişilik işleyişi için çok önemlidir. Yaşam boyu özerklik ve kimliğe ulaşmak gibi gelişimsel görevler kişilik gelişimi için çok önemlidir.
Kişilik Bozuklukları
Kişilerarası sorunlara ve sosyal uyumsuzluğa yol açan, kronik, tekrarlayan, egosintonik ve uyumsuz davranış kalıplarıyla karakterize edilen bir grup rahatsızlık. Genel olarak konuşursak, bu tür bozukluklar üç kategoriye aittir (Kernberg, 1970): yüksek, orta ve düşük seviyeler. İlk kategori fobik, histerik, takıntılı ve hafif derecede mazoşist veya depresif karakterleri içerir. İkinci kategori narsist ve mazoşist karakterleri içerir. Üçüncü kategori borderline, çocuksu ('histrionik'), paranoid, hipomanik, antisosyal, mış gibi, şizoid ve şizotipal karakterleri içerir. İlk kategori katı ve abartılı bir biçimde olsa da, günlük yaşamın hafif nevrotik kümelenmelerine yakındır. Diğer uç ise psikoz da dahil olmak üzere şiddetli ego işlev bozukluğuna yakındır.