top of page

W. R. D. Fairbairn - II - İçruhsal Yapı

Güncelleme tarihi: 5 Kas 2024

Fairbairn, evrensel bölünme mekanizmasına dayandırdığı, tüm insanların "şizoid" çekirdeğini tanımlamak için şizoid hastalarla yaptığı çalışmalardan genellemeler yapmıştır. Fairbairn, Freud'un "içsel nesne" dediği şeye uygulanan bölme kavramını kapsamlı bir şekilde kullanmış olan Klein'ın çalışmasından etkilenerek, bölme kavramını nesneye olduğu kadar egoya (benliğe) da uygulamıştır.


Fairbairn'in görüşüne göre nesne, anne ile erken ilişkideki hayal kırıklığına bir tepki olarak içselleştirilir. Daha sonra, içsel nesnenin hem uyarıcı hem de reddeden yönleri, nesnenin merkezi çekirdeğinden ayrılır ve ego tarafından bastırılır. Bu bölme, bastırılmış iki içsel nesne yaratır: uyarıcı (veya "libidinal") nesne ve reddeden (veya "anti-libidinal") nesne. Bu içsel nesnelerin her biri, kendisiyle birlikte egonun karşılık gelen, bölünmüş bir parçası ile bağlıdır: bir "libidinal ego" ve bir "anti-libidinal ego" (bazen "içsel sabotajcı" olarak adlandırılır). Egonun bölünmesi, hem öz farkındalığın merkezi hem de bastırmanın aracı olan bir "merkezi ego" veya bilinçli "ben" bırakır. Böylece ruhsal yapı üç kısma veya "nesne ilişkilerinden" oluşan "İçruhsal yapılara" ayrılır: ideal bir nesneye bağlı merkezi bir benlik; uyarıcı (libidinal) bir nesneye bağlı bastırılmış bir libidinal ego; ve reddeden (anti-libidinal) bir nesneye bağlı bastırılmış bir anti-libidinal ego (içsel sabotajcı).


İç ruhsal yapı

Fairbairn'in zihnin üçlü yapısı, üç yapının da ego yapıları olması bakımından Freud'un üçlü yapısal teorisinden farklıdır. İd veya süperego yoktur. Libido, libidinal egonun emrindedir; saldırganlık, libidinal egoya saldıran anti-libidinal egonun emrindedir. Freud'un bir bebeğin temel kaygısının dürtülere yenik düşme korkusu olduğu görüşünün veya Klein'ın kişiliğin ölüm dürtüsüyle ilgili kaygılar tarafından organize edildiğine dair inancının aksine, Fairbairn için bir bebeğin temel kaygısı; annesine olan sevgisinin onun içini boşaltıp yok edeceği ve bebeğin kendisini çaresiz ve tükenmiş hissetmesine neden olacağıdır. Fairbairn, bebeğin hayal kırıklığının kendi saldırganlığının bir sonucu olduğunu düşlediğini ifade etmiştir; bu saldırganlık daha sonra, yukarıda belirtildiği gibi içselleştirilen kötü ve engelleyici nesneyi yaratmak için anneye yansıtılır.


Fairbairn'in görüşüne göre psikopatoloji, kişiliğin bu üçlü çekirdeğinin çeşitli yönlerini yansıtır. Örneğin şizoid kişilik, bölmenin aşırı kullanımının ve benliğin tükenme kaygısının bir sonucu olarak merkezi benliğin yoksullaşması şeklinde tarif edilir. Mazoşist eğilimler, Fairbairn'in "mazoşist savunma" olarak adlandırdığı şeyin aşırı kullanımını ve engellenmenin tüm suçunu üstlenen "tamamen kötü benlik" yaratarak nesneyle engelleyici ama ihtiyaç duyulan ilişkiyi korumaya yönelik çabayı ifade eder. Böyle bir durumda çocuk adeta şöyle der; "Annem kötü değil, kötü olan benim." Bu sayede dış nesne(Anne) ile ilişkiyi sürdürebilir. Psikanalitik tedavide, kişiliğin bu bölünmüş parçalarından kaynaklanan farklı aktarımlar görülür. Çoğu zaman, başlangıçta hasta analistle ve hastanın kendi merkezi, bilinçli çekirdeğinin bakış açısından deneyimlenen ideal nesneyle ilişki kurar. Bastırılmış libidinal ve antilibidinal nesne ilişkileri yavaş yavaş ortaya çıkar.


KAYNAKÇA

  1. Fairbairn, W. R. D. (1994). Psychoanalytic studies of the personality. Psychology Press.

  2. Auchincloss, E. L., Samberg, E., & American Psychoanalytic Association (Eds.). (2012). Psychoanalytic terms and concepts. Yale University Press.




İLETİŞİM

(+90) 543 282 83 39 

Klinik Psikolog / Psikoterapist Kadir NİĞDELİ

 ©2022

bottom of page